12 Aralık 2016 Pazartesi

Okumak Yetmez, Daha Fazla Okumalıyız!

          Okumak! Ne demek bu, önce onu anlayalım.Neyi, ne için,nasıl okumalıyız? Okumak denince bir çoğumuzun aklıma muhtemelen kitap,dergi vb. geldi. Lakin okumak yalnızca bunlar değil. Kainat, her gün yeniden doğan güneş,yağan yağmur,toprak ve suyun muazzamlığı,bir çocuğun minicik parmakları,eşinizin gözleri,annenizin sevgisi,babanızın soluğu,bir kedinin yavrusunu taşıması ve çok daha fazlası;okunması gerekenler,'okunmalı' olanlardır. Eğer gerçek manada okumayı becerebilirsek bize bir su damlası dahi paragraflarca bir yazıyı ve belki de çok daha fazlasını sunacaktır.
         Hangi işi yaparsak yapalım ciddi ve kazanç sağlayan bir sonuç elde etmek istiyorsak;o işi ne için yaptığımızı, kim için yaptığımızı bilmeli ve şuurlu bir şekilde yol almalıyız.Aynı zamanda her işte olduğu gibi okumak eyleminde de mutlaka bir plan yapmak,kategorize etmek, işin nasılını bilmek gerekiyor.
         Kainatı ve hayatımızın her anını bir farkındalıkla okumalı ve bu okumalar üzerine tefekkür etmeliyiz.Okumayı salt okuma halinden öteye taşımalıyız.Okuduğumuz her ne olursa olsun (faydasız, ahlaka aykırı,gereksiz olanlar hariç), okunanda hakikati aramak ve o hakikate yol almak gayesini taşımalıyız. Allah'ın insanları evvela kulluk için yarattığı gerçeği apaçık ortadayken bu kulluğu her şeyin ardına itmek ya da her zaman daha iyisini yapmaya gayret etmemek en büyük kaybımız olacaktır.Bu sebeple okuduklarımızı Rabb'in rıza ve hikmetini arayarak okumalıyız. Daha kaliteli bir insan, daha iyi bir kul olmak için okumalıyız. Dünya nereye savurursa oraya savrulan bir yaprak olmak yerine kanat çırpışlarıyla rüzgara yön verenlerden olmak için okumalıyız. Yaşadığımız dünyayı ve bizden sonrakilere bırakacağımız dünyayı güzelleştirmek için okumalıyız. Nefsimiz ya da dünya menfaatlerimiz için değil bilakis ruhumuz  ve sonsuzluk alemindeki kazançlarımız için okumalıyız. Şuurla, hissiyatla okumalıyız. Sadece bakan değil, gören ve farkına varan biri olmamız gerektiği gibi sadece okumuş olmak için değil; fakına varmak için, hissetmek için, yaşamak için okumalıyız.
         Okuyup da bilgi hamallığı yapmak değil amacımız, olmamalı, olamaz da. Okuyup hakikatle şuurlanmalı,o şuurla yaşamalı ve o hakikati anlatmalıyız.Bununla ilgili şöyle bir örnek verebiliriz;
bir insan düşünün. Eline ne kadar para geçerse biriktiriyor, biriktiriyor, biriktiriyor ama hiç harcamıyor,kimseye vermiyor yalnızca yastığının altına diziyor.Bu paraların o insana ve çevresine hiçbir yararı olmayacağı gibi üstüne bir sürü de zararı olacaktır.Gün geçtikçe para,sahibini yalnızca kendisini düşünür hale getirecek,etrafında olan insanların hiçbir derdine merhem olmayacak ve belki de bir zaman sonra kullanımdan kalkacak,çöp olup gidecektir. Yahut o insanın dünya hayatı son bulacak parayı yanında götüremeyecektir. Sadece okumak da buna benzer. Evvela okumayı öğreneceğiz.Ruhumuzla,yüreğimizle okumayı öğreneceğiz. Okuyacağız,okuyacağız,okuyacağız ta ki yenilen nefsimiz olsun,şeytan olsun,kötülük olsun.Bir yandan da anlatacağız ki okuduklarımız çürüyüp giden bilgiler yığını haline gelmesin.Ayrıca yaşayacağız ki bilgi yüklü merkep olmayalım.
         Kainatı okuyacağız, hakikate götürecek ne varsa daha fazla okuyacağız. Evlatlarımıza ,eşe-dosta, herkese anlatacağız.(Burada ince bir çizgiye dikkat etmemiz gerek. Tüm bunları yaparken kibre kapılmadan yapmalıyız.Bilginin nefsimizi yüceltmesine değil mütevaziliğe erdirmesine ve ruhumuzu olgunlaştırmasına gayret etmeliyiz.) Hakkı,hakikati okuyup anlayıp yaşayacağız ki bugünümüze de geleceğimize de sahip çıkabilelim.
          Ne okuyacağımıza gelince;
         Öncelikle Kur'an'a ve hadislere daha fazla zaman ayırmalı, defaatle okumalıyız. İlmihal (yani yaşadığımız hayatın fıkhı) devamlı olarak okumamız gereken önemli kaynaklardan olmalıdır. Tarihi okumalı,hakikatiyle bilmeliyiz ki evlatlarımızı da ona göre yetiştirebilelim.Yanlışa düşmemeleri,zulme boyun eğmemeleri için ne yapacağımızı bilelim.Şiiri,güzel konuşmayı sağlayacak şeyleri okumalıyız ki sözü nasıl kullanacağımızı,kendi kalbimize,ailemize ve diğer insanlara nasıl tebliğ yapacağımızı bilelim.
         Zor bir işten bahsetmiyoruz aslında ama nefsimize yeniliyor,dünya meşgalelerine çok dalıyoruz.Yapacağımız şey; devamlılıkla,samimi bir şekilde yolda yürümek.Böyle bir hal üzre olana ilahi yardım zaten yetişecektir. Rabb'imizden faydalı ilim ve salih amel isteyelim.Bizlere güzel anlayış,feraset,basiret bağışlamasını ve yardımını dileyelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BİZ,MAHREMİYET VE ÇOCUKLARIMIZ

Mahremiyetin giderek azaldığı, hayanın neredeyse mumla arandığı bir zamana geldik. Bu durum müslümanlığımız adına utanacağımız ve düzelmesi ...